Nice Güzel Yıllara Ülkem

29 Ekim 2015 Türkiye Cumhuriyeti'nin 92.yılı kutlanıyor. Ülkemiz 92 yıldır güçlenerek ve gelişerek varlığını sürdürüyor. Bu güç ve gelişme bir arada yaşam kültüründen, bir birini anlamadan ve birbirine güvenden gelir. Ülkemiz güzeli, iyiyi hak etmektedir. Bunu sağlamak tüm yönetici ve idarecilerinin en öncelikli görevidir. Ülkemizin güzel insanı bu beklentiler ile bu yetkilerini sunmaktadır yöneticilerimize... Güzellik ve iyilik dileklerimizle Cumhuriyetimizin 92. yaşını kutlar, nice daha güzel ve güçlü yıllara dileklerimizi sunarız...

Azmin Zaferi: Milli Takım Fransa 2016'da

Övünülecek bir gün 13 Ekim 2015. Ve sevinilecek bir gün, ders olarak gösterilecek bir gün. İnanca, pes etmemeye, yılmamaya, çalışmaya ve odaklanmaya adanacak bir gün.
Başta, rakipleri kâğıt üstünde değerlendirip, hafife almanın; Buna ek olarak, başarısızlık tünelinde bocalayan ve çıkış için yeni oluşumlar deneyen bir takım olmanın dezavantajı ile, çok kötü başladık bu yolculuğa. Toparlanmak bir yana, her geçen maçta daha da bir derine daldık, bu başarısızlık girdabında.
Eleştiriler can yakıcı, acımasız ve fırsat kollayan türdendi. Hedefte, başta teknik direktör, Federasyon başkanı ile öne çıkan popüler futbolculardı. Eleştirilerin dozu ve kapsamı, başarısızlıkla artıkça artı ve alakasız konulara sıçradı. Popüler olmanın doğal bir parçası olan kıskançlık, çekememezlik, saldırmak için uygun ortam buldu. Ayrıca, kulüpler düzeyindeki rekabet, çekişme ve zararı ölçülemeyecek boyutta olan Şike Süreci ayrı bir darbe vurdu Milli Takıma. Üstüne İstanbul seyircisindeki Milli Takımdan ayrışma ve kulüp mantığı ile davranma, psikolojik, olarak olumlu olması gereken taraftar desteğini de, negatif etkisi olan zararlı bir güce döndürdü.
Böyle üst düzey turnuvalara katılmak ve bu konuda süreklilik kazanmak belli bir kültür, istikrar ve disiplin gerektirmektedir. Bizlerde bunlar eksik olduğundan, genel geçer başarılar ile yetinmekteyiz. Umarız bu günden sonra bu konudaki eksikliğimizi giderir ve sürekliliği olan bir yolculuğa uğurlarız Milli Takımı.
Böyle bir ortamda, böyle formsuz bir takımdan ve imkânsız gibi görünen bir puan tablosundan Mucize diye adlandırabileceğimiz bir gurur tablosu çıktı ortaya.
Bu mucizenin (Mucize dememizin sebebi: Sadece bizim alacağımız sonuçlara bağlı olmayan, bizim dışımızda farklı takımların da alacağı 3 veya 4 sonuca bağlı olan denklemin gerçekleşmesidir.) sebepleri konusunda yüzlerce şey denilebilecek, ancak  özetle bunu yapmaya çalışırsak; Öncelikle birinci sıraya "inancı" koyarız. İnanç olmadan bu yolculuk başlayamazdı. Her şeyin bitmediği ve başarılabilecek bir hedef olduğu konusundaki inanç, yolculuğun itici gücü oldu. Sonrası, ciddiyet, çalışmak, çalışmak ve çalışmak. Pes etmeden hedefe varmak için son ana kadar çalışmak, direnç göstermek ve ileriye doğru yürümek. Ayrıca herkesin ortak tespiti olan stat değişikliği de bu konudaki olumsuz psikolojik baskıyı ortadan kaldırıp, olumlu ve arkadan ileriye doğru itici, güvenilir bir güce çevirmiştir.
Tüm bu, Mucize diye adlandırdığımız süreç sonunda başarıya ulaşılan yolculuğun mimarı olarak, öncelikle gerek baştaki başarısız girişte hedef haline gelen, gerekse sonrası içine düşülen umutsuz durumda, bu başarı inancı aşılayan, bunun için varını yoğunu ortaya koyan FATİH TERİM gösterip, övmeli, tebrik etmeliyiz

O kadar acımasız, hatta pek çoğu zehirli olan eleştiri oklarını göğüsleyen, kendisi olduğunu es geçmeden, öncelikli olarak ta her türlü övgüyü ve güzel sözü Ona yollamalıyız. Sonrasında FATİH hoca etrafında bir olan ve gösterdiği zor yolculukta bu inancı özümseyip, ter akıtan oyunculara takdir ve teşekkürlerimizi sunmalıyız.
Son olarak, yıpranmış, zor bir hedefe umutsuzca ve sahipsizce odaklanmış bu ekibe sevgi dolu, inanç dolu desteğini sunan, kalplerindeki katışıksız Milli Takım sevgisini tüm sıcaklığı ile sunan, Konya seyircisine ayrı bir paragraf açmalıyız.

Gerek puan gerekse mental olarak dibe vurmuş bu takımın yaralarını koşulsuz sevgisi ile saran ve güvenle sahaya çıkmasının uygun ortamını sağlayan Konya şehri ve Torku Arena'daki seyirciler bu başarıda küçümsenemeyecek bir pay sahibi olmuşlardır. 

Fatih Terim gibi, Milli Takım gibi, tarihe bakanlar, onları da bu başarının mimarlarından sayarak, anacaklardır. Bu gurur onlara, bu sevinç te bizlere bu günlerde fazlası ile yeter.

Arda Turan: Şimdi her gün köfte var ama aynı tat yok

Hayat büyüdükçe insana şekil verir ve kendi yolunu seçmesi konusunda zorlar. Kimine dert, tasa, yokluk verir sınar; Kimine ne gam verir, ne tasa, üstüne de bonkörce varlık verir sınar.
Tepkilerimiz bizi biz yapar. Ömür uzun bir yolculuk gibi görünse de, yaş geçtikçe zaman hızlanır ve neticede göz açıp kapama anı kadar bir sürede sona erir, haber vermeden.
En zor sınavlardan biri varlık içinde, güçlü kuvvetli iken verilen mücadeledir. Bizi biz yapan karakteristik özellikler o zaman daha bir zor zapt edilir, daha bir zor eğilir, daha bir zor şekle girer. Gözümüz, burnumuz, popomuz yukarılarda olduğundan neyi kırık döktüğümüzü, neyi ezip geçtiğimizi, neye kör sağır kaldığımızı pek anlayamaz, bilemeyiz. Hayatı hep yukarılarda lay loy lom biçiminde sanarız.
Halbuki hayatı bir balon olarak düşünürsek bizim ki biraz daha fazla şişmiş ve yukarılara çıkmıştır. Sonunda bir gün içi boşalıp, yere konacaktır. Bunu bilmek yüksek bir erdem gerektirir. İnsan olmanın vasıflarını bünyesinde barındırmak gerektirir.

Türkiye Ödeme Yöntemi "TROY" Yeni bir Dünya Açıyor

Türkiye, banka ve kredi kartlarında kendi ödeme yöntemini hayata geçirmek için düğmeye bastı. MasterCard ve Visa’ya rakip olması beklenen ‘milli’ ödeme yöntemi ‘TROY’ da (Türkiye Ödeme Yöntemi) sona gelindi. 1 Nisan 2016 tarihinden itibaren Türkiye kendi ödeme yöntemini kullanmaya başlayacak.
KREDİ ve banka kartlarının sağ alt köşesinde yer alan ödeme sistemini gösteren alanda artık bir Türk markası da yer alacak. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından geliştirilen yerli ödeme yöntemi ‘TROY’ (Türkiye’nin Ödeme Yöntemi) 1 Nisan 2016 tarihinden itibaren uygulamaya geçecek. MasterCard, Visa’ya rakip olması beklenen TROY’un Türkiye’de bulunan 164 milyon adet kartta kullanılması bekleniyor. TROY aynı zamanda İngilizce’de Truva anlamına geliyor. BKM Genel Müdürü Soner Canko, “TROY kısa süre sonra hayata geçecek. Bugüne kadar bilgi birikimi ve teknoloji gücü ile oluşan altyapımızla artık kendi ödeme yönetimimizi yaratmanın zamanı gelmişti. Türkiye’de 106 milyon banka kartı, 58 milyon kredi kartı ve 2.4 milyon adet POS cihazı bulunuyor. Yıllık kartlı işlem tutarı 400 milyar dolar” dedi.
Yurtdışına Açılabilir
Küresel düzeyde 1 milyarın üzerinde kredi kartı ve banka kartı için faaliyet gösteren sistemlere, yerel düzeyde özelleşen taleplere cevap verecek, farklı bir alternatif ihtiyacın giderek arttığını söyleyen Canko, çeşitli ülkelerde de yerel düzeyde bakıldığında alternatif ödeme yönteminin mevcut olduğuna işaret etti. Canko, şöyle konuştu: “Almanya, İtalya, Fransa gibi ülkeler bu uygulamaları gerçekleştirdi. Brezilya, Çin ve Rusya gibi ülkeler ise çalışmalar yapıyor. Bu da ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. ‘Ben buna katılmayacağım. Ben bu işte yokum’ diyen banka olmadı. 2.4 milyon POS cihazında TROY kullanılabilecek ve 45 bin ATM de TROY’a para ödeyecek.”
Müşteri tercih yapabilecek
SONER Canko, TROY’un stratejisi ile ilgili olarak da şunları anlattı: “Türkiye’de gerçekleştirilen işlemlerin yüzde 60’ı nakit, yüzde 40’ı kartlarla yapılıyor. Var olan mevcut uluslararası markalarla